Beslenme, çok yemek yeme anlamında düşünülmemelidir. İnsan sağlıklı da olsa, hasta da olsa her yaşta yeterliye dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Özellikle hastaların, hekim tarafından özel bir besin listesi (diyet) verilmemişse her çeşit besinden belirli oranlarda alması ite hem vücut direnci artırılır hem de daha kısa zamanda iyileşmesi sağlanır.
Bazı hastalıklarda hekim, bir kısım besinlerin alınmamasını ya da fazla alınmasını istemişse önerilere aynen uyulmalıdır. Hastanın iştahı azalmışsa az ve sık yemek yararlıdır. Bazı hastalıklarda özel bir beslenme şekli uygulamak gerekir. Örneğin bulaşıcı sarılığı (hepatit) olanlara baharatlı ve kızartılmış besinler verilmez. Karbonhidratlı, proteinli, yağsız ya da az yağlı besinler vermek gerekir.
Tifo olan hastalara posası az, kalorisi yüksek besinlerden meyve suyu, süt, yoğurt, sütlaç, çorbalar, az pişmiş yumurta, yağsız haşlanmış et vb. verilmelidir.
İshal olan hastalara, özellikle ishalin başladığı günlerde sulu besinlerden başka bir şey vermemek gerekir. İleriki günlerde pirinç lapası, meyve püreleri, yağı alınmış yoğurt ve ayran, sonra diğer besinler verilir. İshal olan hastalara kaybettiği kadar su ve mineral verilmezse su ve mineral yetersizliğinden ölüm meydana gelebilir. Özellikle çocuklar açısından tehlikeli sonuçlar yaratan ishal durumunda özel olarak hazırlanmış karışımlar verilmelidir. Bu karışım şöyle hazırlanır:
* Temiz bir sürahiye 1 litre (5 su bardağı) kaynatılıp soğutulmuş su konulur.
* 2 çorba kaşığı (silme) şeker, 1 çay kaşığı (silme) tuz ve 1 çay kaşığı karbonat, kaynatılmış suyun bulunduğu sürahiye konularak karıştırılır. Karışım soğuduktan sonra